14 Mart 2019 Perşembe

artısıyla eksisiyle

dışarıdan bir müdahale gelmezse doksan-doksaniki yaşına kadar yaşayacağımı düşünüyorum. bu ömrü üçe böldüğümde, giriş-gelişme-sonuç, giriş kısmı bir kaç ay sonra bitecek. bu başlangıcın sonuna doğru kafam git gide karışıyor. büyüyünce anlarsın dedikleri her şey daha da flu görünüyor. sorguladıkça, düşündükçe daha da hissizleşiyorum ve bu beni insan olmaktan uzaklaştırıyor. eskiden bu diyarlara ve zamana ait olmadığımı düşünürken artık farklı bir varlık olarak hayata gelmem gerektiğini ve kozmik bir şaka olarak insan olduğumu düşünüyorum. acaba en son neye şaşırdım? yaklaşık altı-yedi senedir hiç bir şeyin beni heycanlandırdığını hatırlamıyorum. eskiden hayattaki amacın mutlu olmak olduğunu düşünürken artık bu çok yavan geliyor. yüce bir amaç aramıyorum fakat diğer insanları izliyorum ve çırpınmaları gözüme beyhude geliyor. boş konuşuyor boş hareketlerde bulunuyorlar. en acısı da kendilerini
bu süre zarfında gelişme kısmına geçerken elde olanlar pişmanlık keşkelerle dolu yıllar, varoluşunu sorgulayan ama hayattan keyif almasını bilen bir ruh ve insanlardan olabildiğince uzak durmak isteyen ve sağlığını korumaya çalışan bir zihin.
en azından neleri sevip nelerden nefret ettiğimi biliyorum.