27 Şubat 2012 Pazartesi

bu hayattır


kendime yeterince güvendiğimde,
sahne bitti.

kaybedeceğimden emin olduğuda,
kazandım.

insanlara en ihtiyaç duyduğum anda,
yalnız kaldım.

gözyaşlarımı silmeyi öğrendiğimde,
ağlayacak bir omuz buldum.

nefret etme yeteneğimi mükemmelleştirdiğimde,
birisi beni sevmeye başladı.

şafağı beklerken uyuyakaldığımda,
güneş doğdu.
bu hayattır.

20 Şubat 2012 Pazartesi

The Game (Zeka Oyunu)

The Game, amacı var olduğunu unutmak olan ve dünya çapında milyonlarca insan tarafından oynanan bir zeka oyunu. Oyun hakkında düşünmek kaybetmeye teşkil eder ve oyunun kurallarına göre mağlubiyet duyurulmalıdır. Oyun kesintisizdir, oyuncu oyun hakkında düşünmeyi bıraktığında kaybetmeyi de bırakmış olur.

Oyunun temel kuralları şunlardır:
  1. The Game'i, yeryüzündeki herkes oynamaktadır. (Alternatif olarak "Her zaman oyunu oynamaktasınız." şeklinde kullanılabilir.)
  2. The Game'i düşündüğünüz anda kaybedersiniz.
  3. Mağlubiyet duyurulmalıdır. (Genellikle "Az önce The Game'i kaybettim." gibi bir cümle kullanılır.)
          Ek Kurallar
Kimi oyuncular, The Game'i daha eğlenceli yapacağını düşündükleri kuralları oyuna eklerler. Bu The Game'in farklı varyasyonlarının ortaya çıkmasına sebep olur.
Bu kurallardan en çok uygulananı, "merhamet sürecidir". Bu kurala göre oyuncu, The Game'i kaybettikten sonraki 30 dakika içinde The Game'i tekrar düşünürse, kaybetmez.
Bir başka kurala göre, kaybettiğiniz zaman The Game'in kurallarını bilmeyen birine anlatırsınız.
Bu kurallara yenisi eklenebilir.
Teknikler

Zihninizi The Game'i düşünmemek için eğitmek zor olduğundan, genelde kaybınızı önlemek yerine başka oyunculara kaybettirmeyi denemelisiniz. Bunu oyuncuların görebileceği yerlere notlar bırakarak, banknotların üzerine yazarak ya da daha yaratıcı yöntemlerle (örneğin oyunculardan birine her su içtiğinde kaybedeceğini söyleyebilirsiniz) sağlayabilirsiniz.


Bazen gece yatağımda uzanıp kendime soruyorum


  •  "Bazen gece yatağımda uzanıp kendime soruyorum, neden buradayım? Sonra ufak bir ses yanıtlıyor, neden? Nerede olmak isterdin?"
  • "Bazen gece yatağımda uzanıp kendime soruyorum, "Hayat çoktan seçmeli bir test mi yoksa doğru-yanlış sorularından mı oluşuyor?" ...Sonra karanlıktan çıkan bir ses yanıtlıyor, "Sana bunu söylemekten nefret ediyorum fakat hayat bin kelimelik bir kompozisyon sınavı."
  • "Bazen gece yatağımda uzanıp kendime soruyorum, "Neden ben?" ...Sonra bir ses yanıtlıyor, "Kişisel bir şey değil, sadece senin ismin belirdi." 
  • Bazen gece yatağımda uzanıp kendime soruyorum, "Ben nerede yanlış yaptım?" Sonra bir ses diyor ki, "Bunu cevaplamak bir geceden fazla sürecek." 
  • Bazen gece yatağımda uzanıp endişelenmen gereken tek bir şey bile aklına gelmiyor... "İşte bu her zaman beni endişendirir!"
                                                                                                    Charles M. Schulz

13 Şubat 2012 Pazartesi

Sevgililerin Günü

Sevgililer Günü, her yılın 14 Şubat günü birçok ülkede kutlanan özel gündür. Kökeni, Roma Katolik Kilisesi'nin inanışına dayanan bu gün, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple bazı toplumlarda "Aziz Valentin Günü" (İngilizce: St. Valentine's Day) olarak bilinir. Valentine kelimesi, Batı medeniyetlerinde hoşlanılan kişi veya sevgili anlamlarında da kullanılır. 

Günümüzde, bazı toplumlarda sevgililerin birbirine hediyeler aldığı, kartlar gönderdiği özel bir gün olarak devam etmektedir. Tahminlere göre 14 Şubat günü, tüm dünyada 1 milyar civarında kart gönderilmektedir. Bunun yanı sıra hediye alımlarından kaynaklı piyasada satışlar artmaktadır. 

Şubat ayı ortasının aşk ile ilişkisi antik çağlara dayanmaktadır. Antik Yunan takvimlerinde, Ocak ayı ortası ile Şubat ayı ortasının arasında kalan zaman Gamelyon ayı olarak adlandırılmıştı ve Zeus ile Hera'nın kutsal evliliğine adanmıştı. 

Antik Roma'da 15 Şubat, bereket tanrısı Lupercus'un onuruna, Lupercalia günü olarak kutlanmaktaydı. Bu günde, Lupercus'un din adamları tanrıya keçi kurban ederlerdi. Daha sonra kafalarının üstüne koydukları bir parça keçi derisi ile Lupercus'u simgeleyerek, Roma sokaklarında koşturup, karşılaştıkları herkese dokunurlardı. Genç kızlar gönüllü olarak ileri atılır ve bereket tanrısının dokunuşundan paylarını almaya çabalarlardı. İnanışa göre bu dokunuş sayesinde doğurganlıkları kolaylaşacaktı. 

Lupercalia bayramının arifesi olan 14 Şubat'ta genç erkeklerin genç kızların isimleri yazlı kura çekerek bayram boyunca 'çift' olma alışkanlığı vardı. 469'da Papa bu gayri-Hıristiyan bayramını yasaklayarak sadece kura çekilişine izin verdi. Ancak artık kuralarda kızların değil azizlerin isimlerini yazlıydı. 

1908 tarihli Katolik Ansiklopedisi'ndeki eski şehitler listesinde, 14 Şubat gününe kayıtlı, inancı yüzünden öldürülmüş üç tane Aziz Valentine geçmektedir: 
Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı tarihi dökümanlarda hiç geçmemektedir ve kimi tarihçilere göre sadece bir efsanedir. Valentine'nin onuruna kutlama günü, 14 Şubat 496 yılında Papa Gelasius tarafından ilan edilmiştir. 1969 yılında kilise takviminden Aziz Valentine gününü çıkarmıştır.

İnsanlar neden savaşır?

War... Uh... What is good for? ABSOLUTELY NOTHING.
(Savaşmak... Ah... Neye faydalıdır ki? KESİNLİKLE HİÇBİR ŞEYE)




İnsanlar M.Ö. 3600 yılından bu yana 14 bin defadan fazla savaşmışlardır. Bu savaşlarda 4 milyara yakın insan hayatını kaybetmiştir.

Fakat ne için?

Dünyadaki savaşların bir kısmı ülkelerini ve topraklarını koruma amacıyla ortaya çıkmıştır. Bir kısmı ise daha çok zengin olmak, topraklarına toprak katma isteğiyle... Bunların yanında dünyada yapılan savaşların büyük çoğunluğunun sebebi kendi dinlerini insanlara zorla kabul ettirmek için yapılmıştır. 


6 Ağustos 1945’te Japonya’nın Hiroşima kentine atılan 20 kilotonluk bir atom bombası:
300,000 nüfustan;
78.000 kışının ölümüne,
84.000 kişinin yaralanmasına,
60.000 evin tamamen ya da kısmen yıkılmasına,
Böylece on binlerce insanın evsiz kalmasına neden olmuştur.

Nükleer infilak, 6 saat süren ve şehrin 12 km² lik bölümünü yakan bir yangın fırtınası meydana getirmiştir.

9 Ağustos 1945’te Nagazaki kentine atılan 20 kilotonluk bir atom bombası:
87.000 nüfustan:
27.000 kişinin ölümüne,
41.000 kişinin yaralanmasına,
Binlerce insanın evsiz kalmasına neden olmuştur.
Halen dünyada 50.000 atom başlığı olduğu sanılmaktadır.